Madde 2 - Maddede, Polis Vazife ve Salâhiyet Kanununun mevcut 5 inci maddesinde yer alan ve Ceza Muhakemesi Kanununun 81 inci maddesindeki düzenleme sonrasında önemli tereddütler yaşanan “polisin parmak izi ve fotoğraf alma yetkisi” yeniden düzenlenmektedir.
Maddenin birinci fıkrasında, parmak izi alınacak kişiler gösterilmiştir. Buna göre polis sadece suç sebebiyle değil, diğer her türlü görevi sırasında hakkında fıkrada sayılan bir işlem yaptığı kişilerin de parmak izini alabilecektir. Buradaki düzenlemenin temel felsefesi, maddenin ikinci fıkrasındaki “parmak izinin hangi sebeple alındığının sisteme kaydedilmemesine ilişkin” hükme dayanmaktadır. Yani parmak izi alınan kişilerin bu bilgilerinin kaydedildiği sistemde, alınmışsa ayrıca fotoğrafları ve açık kimlik bilgileri yer alacak; ancak parmak izinin hangi münasebetle alınmış olduğu bu sistemde görünmeyecektir. Dolayısıyla bu veriler kimlik tespiti amaçlı olarak kullanılabilecek; parmak izi sorgulaması sonrasında da yalnızca kişinin kimlik bilgilerine ulaşılabilecektir. Böylece kamuoyunda “fişleme” olarak yanlış bir inanışa neden olan işleme sebep olunmaması da sağlanmış olacaktır.
Ayrıca maddede, Polis Vazife ve Sâlahiyet Kanununun mevcut 5 inci maddesine paralel olarak yalnızca parmak izi ve fotoğrafların alınması düzenlenmiş; Ceza Muhakemesi Kanununun 81 inci maddesinde belirtildiği şekilde; avuç içi izi, beden ölçüleri gibi ayırt edici diğer fiziki özelliklerin alınması öngörülmemiştir. Dolayısıyla diğer kişisel özellikler, yalnızca Ceza Muhakemesi Kanunu kapsamında alınabilmektedir.
Açıklanan nedenlerle, maddenin birinci fıkrasında, yalnızca suç işleyenlerle ilgili değil; polisin hakkında, birinci fıkrada sayılan bir işlem yaptığı herkesin parmak izinin alınması kabul edilmiştir. Gözaltına alınanlarla ilgili hüküm eklenirken, yakalanan herkesin değil; Ceza Muhakemesi Kanununa göre gözaltına karar verme yetkisi Cumhuriyet savcısına ait olacağından, gözaltına alınacakların parmak izinin alınması öngörülmüştür. Yine gelişmeler doğrultusunda, örneğin ICAO (Uluslararası Sivil Havacılık Örgütü) ve Avrupa Birliği Komisyonu tarafından alınan kararlar doğrultusunda 2010 yılına kadar pasaport tanziminde çipli sisteme geçilecek olması ve bu amaçla kişilerin parmak izlerinin alınmasının gerekmesi gibi sebepler de, birinci fıkranın tanziminde etkili olmuştur. Gönüllü olan kişilerden, aydınlatılmış rızaları üzerine alınacak parmak izleri de aynı sisteme aynı koşullarda kaydedilecektir.
Polis Vazife ve Salâhiyet Kanununun mevcut 5 inci maddesinde, yalnızca parmak izleri ve fotoğrafları alınacak kişiler sayılmakta, bunların saklanma ve kullanma esaslarına ilişkin herhangi bir düzenleme bulunmamaktadır. Buna karşılık yeniden düzenlenen maddenin devam eden fıkralarında, alınan parmak izi ve fotoğrafların saklanmasına, kullanılmasına ve imhasına ilişkin esaslar gösterilmiştir.
Maddenin ikinci fıkrasında, alınan parmak izlerinin, münhasıran bu amaçla Emniyet Genel Müdürlüğü bünyesinde oluşturulmuş sisteme kaydedilerek saklanacağı; parmak izinin, ait olduğu kişinin kimlik bilgileri ile birlikte ve ne zaman ve kim tarafından alındığı belirtilmek suretiyle sisteme kaydedileceği; buna karşılık, yukarıda da açıklandığı gibi, “hangi sebeple alındığı belirtilmeksizin” bu kaydın yapılacağı gösterilmektedir. Yani parmak izi, alınma sebebi ile ilişkilendirilmeden kaydedilecek; sistemde herhangi bir şekilde suç bilgisi bulunmayacaktır. Ayrıca her ülkede parmak izlerinin polis tarafından alındığı ve kaydedildiği de, düzenleme yapılırken göz önünde bulundurulmuştur.
Üçüncü fıkrada, olay yerinden elde edilen ve kime ait olduğu henüz tespit edilemeyen parmak izlerinin, kime ait olduğu tespit edilinceye kadar, ilgili soruşturma dosya numarası ile birlikte sisteme kaydedilmesi düzenlenmektedir. Buna göre hırsızlık, cinayet gibi suç işlenen yerden alınan ve kime ait olduğu tespit edilemeyen parmak izleri; ileride ait olduğu kişi tespit edilinceye kadar soruşturma dosya numarası ile birlikte saklanacaktır.
Dördüncü fıkrada; Ceza Muhakemesi Kanununun 81 inci maddesi kapsamında, yürütülen soruşturmalarla ilgili olarak Cumhuriyet savcısının emriyle alınan parmak izleri ile 5275 sayılı Ceza ve Güvenlik Tedbirlerinin İnfazı Hakkında Kanunun 21 inci maddesi kapsamında ceza infaz kurumuna girişte hükümlülerden alınacak parmak izlerinin de aynı sisteme kaydedilmesi öngörülmüştür.
Beşinci fıkrada; gönüllü kişiler dışında, kanun gereğince parmak izi alınabilecek kişilerin fotoğraflarının da alınarak, aynı esaslarla sisteme kaydedilmesi öngörülmüştür.
Altıncı fıkrada, sistemde kayıtlı bilgilerin hangi amaçlarla ve kimler tarafından kullanılabileceği düzenlenmektedir. Buna göre bu veriler, kimlik tespiti, suçun önlenmesi veya yürütülmekte olan soruşturma ve kovuşturma kapsamında maddi gerçeğin ortaya çıkartılabilmesi amaçlarıyla ve bu kapsamda mahkeme, hâkim, Cumhuriyet savcısı ve kolluk tarafından kullanılabilecektir. Dolayısıyla alınan verilerin hangi amaçlarla kullanılabileceği açıkça belirtilmiş, Kişisel Verilerin Korunmasına İlişkin Avrupa Sözleşmesinin 5 inci maddesine uygun bir düzenleme yapılmıştır. Burada verilerin kullanımının, amacına yönelik olarak, ilgili mevzuatta düzenlenen usullere göre olacağında kuşku yoktur.
Yedinci fıkrada, parmak izlerinin kolluk tarafından kullanılabilmesine yönelik özel bir hüküm yer almaktadır. Buna göre kolluk birimleri, kimlik tespiti yapmak (kimliği belirsiz cesedin kimliğini belirlemek; üzerinden farklı kişiler adına düzenlenmiş kimlikler çıkan bir kişinin kimliğini belirlemek; afetlerde kimlik tespiti yapmak gibi) veya olay yerinden alınan parmak izinin karşılaştırılması (hırsızlık olayının olduğu yerden alınan parmak izinin sorgulanması gibi) amaçlarla bu sistemle doğrudan bağlantı kurabileceklerdir. Halen mevcut parmak izi sisteminden sorgulama da, illerden online bağlantı kurulmak suretiyle sağlanmaktadır.
Sekizinci fıkra gereğince; sistemde kayıtlı verilerin hangi kamu görevlisi tarafından ve hangi amaçla kullanıldığının denetlenmesine imkân tanıyan bir güvenlik sisteminin kurulması gerekmektedir. Kullanılmakta olan parmak izi sisteminde de, erişim sağlayanlara ilişkin güvenlik sistemi kullanılmaktadır.
Dokuzuncu fıkrada, parmak izi sisteminde yer alan kayıtların gizli olduğu ve altıncı ve yedinci fıkralarda belirtilen amaçlar dışında kullanılamayacağı öngörülmüştür.
Maddenin onuncu fıkrasında ise, sistemde kayıtlı parmak izi ve fotoğrafların, kişi öldükten itibaren on yıl sonra ve her halde sisteme kayıt tarihinden itibaren seksen yıl sonra silinmesi öngörülmüştür. Böylece, kişi öldükten sonraki süreç içinde de; örneğin sahte kimlik kullanımının tespitine yönelik bazı tespitlerin yapılabilmesi sağlanmış olacaktır.
Son olarak, onbirinci fıkrada da, maddenin uygulanmasına yönelik olarak diğer esas ve usullerin Adalet Bakanlığının görüşü alınarak İçişleri Bakanlığı tarafından çıkarılacak yönetmelikle düzenleneceği belirtilmiştir.